Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre; söz konusu yaptırımların AB ülkelerinin bir üst limit koymamaları halinde enerji piyasaları için ciddi manada yıkıcı olacağı düşünülüyor. Geçtiğimiz hafta varil başına 62 dolarlık bir limit tartışılırken; Polonya, Estonya ve Litvanya bu görüşü reddetmişti. Son yapılan açıklamada ise 60 dolar seviyesinde uzlaşmaya varıldığı belirtilmişti.
Hindistan ve Çin’in ise yeni dönemde kilit rol oynaması bekleniyor. Hindistan Petrol Bakanı Shri Hardeep S Puri CNBC’ye eylül ayında yaptığı açıklamada, Rusya dahil herhangi bir yerden petrol alımına devam edeceklerini açıklamıştı. G7 ülkeleri Rus petrolüne sınır getirme konusunda çalışmalarını sürdürürken, AB Enerji Politikaları Şefi Kadri Simson, Çin ve Hindistan’ın da bu konuda desteğini almayı umduklarını söylemişti. Her iki ülke Ukrayna’nın işgalinden bu yana Rusya’nın sunduğu indirimli fiyatlardan sonuna kadar yararlanırken; Ukrayna’nın iki ülke için de büyük bir öneme sahip olmaması nedeniyle gönüllü olarak bu adımı atmalarının mümkün olmayacağı düşünülüyor. Rusya’nın Çin’e yaptığı petrol sevkiyatının geçtiğimiz ocak ve ekim ayları arasında yüzde 9.5 oranında artarak 528 milyon varile ulaştığı belirtiliyor. Çin’in Suudi Arabistan’dan petrol ithalatının ise 541 milyon varil olduğu kaydediliyor.
2 MİLYON VARİL
Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol Reuters’a yaptığı açıklamada, söz konusu kısıtlamalar nedeniyle Rusya’nın günlük petrol üretimini 2023’ün ilk çeyreğinin sonuna kadar 2 milyon varile kadar düşüreceği açıklamasını yapmıştı. Greenpeace’ten yapılan çağrıda ise Rus petrolüne uygulanacak yasakla birlikte, Avrupa’da petrole bağımlılığın azaltılması için yeni önlemler alınması gerekliliğine dikkat çekildi.